Beyoğlu’nu Beyoğlu yapan pasajların belki ya sonuncusu, ya da sondan bir öncesidir, Hazzo Pulo. İstanbul’da üç kapısı bulunan az sayıdaki pasajlardan biridir. Avlusunun tabanı yuvarlak çakıl taşları ile kaplıdır. Bunlara ‘koine’ deniyormuş, bozuk paralara benzetilerek, ya da belki tersi, bilemiyorum. Özellikle kışın karında – yağmurunda üzerinde yürümekte zorlandığım bu avlu ve onu çevreleyen binaları ile Hazzo Pulo’nun kime miras kaldığı tam olarak anlaşılamadığından, bir süredir kayyum yönetiminde .. Ama bir taraftan da ‘yenileme ve kentsel dönüşüm’ adı altında, adından başka hiçbir şeyin kalmayacağı bir geleceğe doğru sürüklenmesi de söz konusu .. Neyse, enseyi karartmayalım, ben size Hazzo Pulo’nun parlak günlerinden kalan bir efemeranın şöyle kısa bir etüdünü yapayım :
Görüldüğü üzere, ‘Hazzopulo Biraderler’ adı, manifaturacı faturasının standart klişesinin üzerine sığmamış ve ‘Hazzopulo BİR-ler’ şeklinde geleneklerde pek bulunmayan ama hoş bir kısaltma yapılmış. Pasajın adının pek çoğumuzun telaffuz ettiği gibi ‘hazopulo’ değil, ‘haçopulo’ olduğunu, fatura üzerindeki Haçopulo Hanı Geçidi adından anlıyoruz. Telefon beş haneli. Faturanın bir tarafı var ki, bugünden pek farkı yok, o da satılan satenin fiyatı veya fiatı, faturanın üzerinde yazdığı şekliyle.. Satenin bugünkü fiyatı da aşağı yukarı bu mertebede. İşte böyle ! Efemera dünyası için de önemli bir yer olan Hazzo Pulo’nun selamete ereceği günleri merakla bekliyoruz!