Çekirdekçi

Efendim, şu anda bu yazıyı okuyanların bir kısmıyla tanışıyoruz, diğer kısmıyla ise umarım birgün biryerlerde karşılaşacağız.  Malumunuz, bu kelimelerin yazarının soyadı “Çekirdekçi”dir. Memleketimizde bu çokça rastlanmayan soyad için her zaman gündüz düşleri kurmuşumdur, örneğin büyük dedemin yeni kurulan Cumhuriyet’in ilk bilim insanlarından biri olduğu, devletimizin kısıtlı imkânlarıyla Almanya’da tahsil gördükten sonra, büyük bir vatan sevgisiyle yurdumuza dönüp atom çekirdeğini parçalamaya yönelik çalışmalar yaptığı için bu soyadın ona bizzat Atatürk tarafından verildiği, Ulu Önder’in ölümüyle geleceği okuyamayan, bilimsel gelişmelerin değerini kavrayamayan liderlerin biraz da yaklaşan Dünya Harbi vesilesiyle kaynak ayırmayıp sonlandırdığı gibi şeyler.

Tamam, böyle ipe sapa gelmez palavralar -yutkunmalar, ara ara iç çekmeler gibi mekanizmalarla gerçek olup olmadığı muallakta kalacak şekilde, hele bir de havamdaysam, bol komplo teorisiyle- uluorta meyhanelerinin tenha masalarında atılır belki ama insan kız kardeşinin evleneceği adamla ilk kez tanışırken de böyle bir şeyi, takınabildiği tüm ciddi yüz ifadesiyle anlatır mı? Evet, bu, kesinlikle soyumuz sopumuzla ilgili dile getirmekten en büyük keyif aldığım, anlatırken kendimi en çok kaptırdığım -hatta zaman zaman gerçekliğine inanmamakta zorlandığım- bir hikâyedir. İçinde bir Avrupalılık barındırır bir defa, bir yerli ve millilik, Weimar estetiğinde yetişme izleri taşıyan bir okumuş yazmışlık, bir Cumhuriyet çocuğu olma havası, soyadınızın bizzat Gazi Hazretleri tarafından verilmiş olmasının kattığı bir çeşit soyluluk, üstelik bir de mağduriyet… Ne yazık ki hiçbiri doğru değildir. Bu küçük oyunu o kadar ustaca oynayabilirim ki, eve gider gitmez dedemin ismini başında atom mühendisi unvanıyla Google’da arayanlar, olanca şaşkınlıklarıyla “Allah Allah, Cumhuriyet tarihimizde gölgede kalan neler neler varmış?” diyerek kendi cehaletlerine kızanlar olmuştur. İşte böyle bir alçağımdır ben. Kendimi türlü masallarla yüceltirken, muhatabımı ciddi olamayacak iddialarla ve biraz da (gerçek hayatta) çok ciddi bir “işadamı” olmamın etkisiyle gülünç hale sokarım.

Halbuki işin aslı başkadır. Gerçek, buraya kadar soyadım hakkında attığım palavralara tahammül eden sabırlı okurların olsun: Sevgili dedemiz Orta Anadolu’da doğmuş, o dönem bu topraklarda yaşamış neredeyse herkes gibi yaşam mücadelesi vermiş, türlü işe girmiş. Soyadı kanununun çıktığı dönemde de, o zamanlar henüz şehir olmamış Nevşehir yöresinde meşhur olan Bitirgen tabir edilen kayısı türünün ticaretini yapıyormuş. Zamanla komşu vilâyet olan Kayseri’deki uyanık tüccarlarla etkileşimiyle, ticaretin “ana kurallarını” öğrenmiş ve “çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane” felsefesiyle kayısıyı ayrı, kayısı çekirdeğini ayrı, kayısı çekirdeğinin içindeki bademi ayrı satmaya başlamış. Kayısı ve badem tamam da, çekirdeği ne alâka diye merak edenlere, bakın burası çok önemli: Kayısı çekirdeğinin kabuğu sobada bir odun gibi yanar, bozkır soğuğunda etrafın hızla ısınmasına katkı sağlarmış. Söz konusu bölgede hâlâ -az da olsa- mahsülü olan bu kayısı çeşidini -elbette ki yemişini ayrı, çekirdeğini ayrı, bademini ayrı olarak- denemek isterseniz, bana özelden ulaşabilirsiniz. Arzu edene özelden kartvizitimi de gönderebilirim…

Kartvizit demişken: Fotoğraftaki, koleksiyonumdaki tek kartvizit, bir büyükelçimizin terekesinden çıkma ve eşimin hediyesi. Sefirimiz Stockholm’de bulunduğu dönemde ünlü yıldızla tanışmış olmalı. Greta Garbo bu, kartviziti Gustav Vasa (Saffet Emre Tonguç’a göre İsveç’in Atatürk’ü gibidir) Caddesi, Ingmar Bergman Sokak No: 3 Daire: 8 olacak hali yok ki, elbette böyle olacak. İnşallah bizim şu bitirgen kayısılar iş yapar da ticari ünvanım alıp yürürse, bir bakarsınız böyle bir kartvizit bu fakire de nasip olur.

Son söz: Efenim hepimizin tanıdığı bir büyüğüm, kendini geliştir, bak bültenlerde biraz da yeme içmeden bahset mesela, her zaman iş yapar demişti. Şimdi bu bitirgen kayısı meselesi yeterli ilgiyi çeker mi, ne dersiniz Ekber Bey?

İkinci son söz: Sevgili dostlar, elbette bu yazı size bitirgen kayısı satmak için kaleme alınmadı, ama kabul edin, bir kısmınıza da soyadımın tarihini güzel güzel sonuna kadar okuttum. Gerçek Bitirgen kayısı bulmanıza yardımcı olabilirim belki ama esas, eğer yazılarımla ilgili yorum, eleştiri -arada övgü de kabul edebilirim- ya da şikayetinizi benimle [email protected] adresinden paylaşırsanız, çok memnun olurum.

Sevgilerimle,

Seçkin Çekirdekçi

Shopping Cart
Scroll to Top