Almanya’da Türkler, Türkiye’de Suriyeliler

Benzer bir başlığa sahip kitabı Aziz Nesin yazmıştı, hatırlarsanız. Bulgaristan’daki Türklerin asimilasyonu ile Türkiye’de Kürtlerin başına gelenler arasında paralellik kuruyor, toplumu ırkçı fikirlerden uzak durmaya çağırıyordu. Benzer paralelliği Türkiye’deki Suriyeliler ve Almanya’da göçmen Türk işçiler arasında kurmak da mümkün.
Bu benzerliklerin ne olduğuna dair uzun uzadıya tahlillerde bulunmak yerine, Suriyelilerin aslında Türkiye’ye katabileceği potansiyele dair ve Almanya’daki Türklerin yaşadıklarını anlatan iki kıymetli eser örneği vereceğim.
Bundan yıllar evveldi, 6-7 sene geçmiştir, evdeki boş oda için kiracı arıyordum. Suriye’den yığınlar halinde göçün olduğu dönemdi ve ilk kiracımız da bir Suriyeliydi. İkincisi de öyle oldu. Ezbere Nazım Hikmet bilen, çocukluğunda tüm Aziz Nesin eserlerini hatmetmiş, Türkçeyi Suriye’deyken öğrenmiş biriydi. Ev hediyesi olarak Ahmed Arif’in Hasretinden Prangalar Eskittim kitabının, kendisi tarafından Kürtçeye tercüme edilen ve Halep’te basılan edisyonunu getirmişti. Hâlâ Türkiye’de yaşıyor ve en yakın arkadaşlarımdan birisi müstear ismiyle Kaşan Feqî.
Diğer bahsedeceğim eserse bir mezattan edindiğim, 1982’de Frankfurt’ta basılan “Kapitalizmde Bütün İşçiler Yabancı İşçidir isimli broşür. Hazırlayan IV. Enternasyonal Alman Seksiyonu Enternasyonal Marksistler Grubu. Türkiye’den gelen işçilere yönelik hazırlanan broşürün önsözü şöyle başlıyor:
“Hamburg’da 25 yaşındaki Türk kızı yabancı düşmanlığını protesto etmek için kendi üzerine benzin dökerek yaktı. Stuttgart-Stammheim’da Neonazi Manfred Roeder ve grubu 1980’de yabancıların oturduğu yerlere yedi baskın düzenlemekten mahkum edildiler. Nürnberg’de Neonazi Oxner çıldırıp üç yabancıyı öldürüp ve diğer üç yabancıyı yaraladıktan sonra intihar etti… Mayıs ve Haziran 1982’deki gazete başlıklarından seçilen bu başlıklar Federal Almanya’da pek ilgi uyandırmamakta: ‘Türkler Dışarı’ gibi duvar yazılarında ve birçok başka şekillerde yabancıların huzurlarını kaçıran (‘seni gaz odasında öldürmeyi unuttular’) ve her gün karşılaşılan yabancı düşmanlığı gibi keza bu haberler de yaşamın bir parçası haline gelmiştir.”
Broşürün devamı Türkiyeli işçilerin yaşadıkları toplumsal, ekonomik ve bürokratik sorunları inceliyor ve çözüm önerilerini sıralıyor. Muhtemelen 12 Eylül darbesi sonrası Almanya’ya göç edenlerler, mücadeleye kaldıkları yerden ama oldukça dezavantajlı bir konumdan, Alman yoldaşlarıyla birlikte devam ediyorlar.
Almanya ve Avrupa’nın dört köşesine göç etmek zorunda kalan bu insanların verdiği mücadele beni gururlandırıyor. Türkiye’de ve diğer ülkelerde şu an göçmenlerin verdiği mücadele de öyle.
———————————————————————————————————————
İklimi Değil Sistemi Değiştir!
Ufak bir duyuru da yapmış olayım: Ufak da olsa bir kısmını tercüme ettiğim, Martin Empson editörlüğünde iklim değişikliği konusunda farklı başlıklarda makaleler ihtiva eden “İklimi Değil Sistemi Değiştir” kitabı yayınlandı. Konuya ilgi duyanların göz atmasında fayda olacağına inanıyorum.
Shopping Cart
Scroll to Top