Titanik

James Cameron’un Titanik filmini Ankara’da, bir üniversite talebesiyken izlemiştim. İnönü Bulvarı’yla Atatürk Bulvarı’nın kesiştiği noktada -ki bence Ankara merkezin başlangıç noktasıdır- bulunan Batı Sineması filmi başkentimizde gösteren yalnızca iki sinemadan biriydi. Yetkililer seyirciye tam bir Titanik hissiyatı yaşatmak için Cameron ve yapım firmasıyla özel bir anlaşma yapmış olacak ki, salondaki en küçük boşluklara dahi sandalyeler …

Titanik Devamını Oku »

Mars’a Bakış

Geçen yazımda büyük yeğenimin on iki yaşında olduğu yazmam evde küçük bir infiale sebep oldu çünkü kendisi aslında on iki değil, on dört yaşındadır. Hepiniz bilirsiniz, o dönemlerinde insanlar bu mevzuyu bir gurur meselesine dönüştürebiliyor ve bizimkisi için de durum pek farklı değil. İzmir’de yaşayan bu genç adam bir süredir sınıfından bir kıza aşıkmış, onun …

Mars’a Bakış Devamını Oku »

Miro

24.07.19. 01.52. Bugün (aslında şu an gece demeliyim) size eşimin halk oyunları oynayan yeğeninin hüsranla bitmiş ilk aşk macerasından, Weegee lakaplı Arthur Fellig’in 1943 tarihli Mars’a Bir Yolculuk isimli fotoğrafından, bir teleskopla uzayın derinliklerine de baksa insanın aslında kendine baktığından, dün gece Kalamış’ta Sinematek/Sinemaevi’nin gösterimini yaptığı The Kid’den ve filmin başrolündeki çocuk oyuncu Jackie Coogan’dan …

Miro Devamını Oku »

Geyikli ve Zürafalı Bir İzin Yazısı

Malumunuz geçtiğimiz hafta yazmıştım, yaz geldi ve hatta geçiyor, bu vesileyle biz de, ailecek kendimizi bir Yunan adasına mı atsak diyerek Şengen vizesine başvurmuştuk. İkitelli’nin dumanlı bacaları arasından (ofisim tam pik dökümcülerin karşısındadır) kısa bir süre için de olsa kurtulup bir süreliğine bir ada havası almak için şimdi yollardayım. Yollardayım derken, eşim ve biri yedi …

Geyikli ve Zürafalı Bir İzin Yazısı Devamını Oku »

Çevirmenler

Şu ca(a)nım yaz ayları geldi-geçiyor, bu vesileyle biz de, ailecek kendimizi bir Yunan adasına mı atsak diyerek Mayıs sonunda Şamgen vizesine -pardon, o bambaşka birşeydi- Şengen vizesine başvurduk. Vizelerimizin hazır olduğu bildirildiğinde, Harbiye’nin yolunu tuttum -zira malumunuz, bu merkezi semtimiz tüm yurttaşlarımızın vize işlerinin başkentidir. Çalışan görevli ölçü almaya çalışan bir terzi titizliğiyle bize vereceklerini …

Çevirmenler Devamını Oku »

Norman’a Bir Veda

Geçen hafta eski hocam, değerli dostum Norman Stone hayata gözlerini yumdu. Yüksek lisansa başvurduğum zaman pek de parlak olmayan üniversite yıllarım için övgü dolu bir referans vermişti, ki bu adam, bazı (hak eden) öğrencileri için pek de iç açıcı olmayan -hatta yerin dibine sokan!- “tavsiye” mektupları kaleme almasıyla bilinirdi. Düşünsenize, hocanız yüzünüze gülerek sizi yeren …

Norman’a Bir Veda Devamını Oku »

Eski ve Yeni Filmler

Ne zaman bir dostum konuyu sinemaya getirip, yeni bir aksiyon filminden filan bahsedecek olsa, kendimi, takip ettiği yeni edebiyatçılar sorulduğunda “valla ben daha eskileri bitiremedim ki” diyen Haluk Oral gibi hissederim. Yani tüm o Douglas Sirk melodramları bitmiş, belli başlı B filmleri izlenmiş, tüm sessiz hazineler keşfedilmiş, Topaz ya da Esrar Perdesi gibi merak ettiğim …

Eski ve Yeni Filmler Devamını Oku »

Osman Hamdi Bey’in Çocuk Mezarları Önünde Yaşlı Adam Tablosu

Güneydoğu Anadolu‘nun hangi köyünden gelmişti, şimdi hatırlayamıyorum. Abisi, sevdiğim bir lokantada garsondu. “Gel oğlum” demişti, “burada iş var, hiçbir şey yapmazsan iki bulaşık yıkarsın”. İstanbul’a geleli altı ay kadar olmuştu, mutfakta başlamıştı ama baktılar ki yapamıyor, abisinin hatırına sahaya almışlardı. Abisi iyi bir garsondu, neyi nasıl içerim -hayır burada malum Ramazan’dayız diye otosansür uygulamıyorum, Şaban’da …

Osman Hamdi Bey’in Çocuk Mezarları Önünde Yaşlı Adam Tablosu Devamını Oku »

Çekirdekçi

Efendim, şu anda bu yazıyı okuyanların bir kısmıyla tanışıyoruz, diğer kısmıyla ise umarım birgün biryerlerde karşılaşacağız.  Malumunuz, bu kelimelerin yazarının soyadı “Çekirdekçi”dir. Memleketimizde bu çokça rastlanmayan soyad için her zaman gündüz düşleri kurmuşumdur, örneğin büyük dedemin yeni kurulan Cumhuriyet’in ilk bilim insanlarından biri olduğu, devletimizin kısıtlı imkânlarıyla Almanya’da tahsil gördükten sonra, büyük bir vatan sevgisiyle yurdumuza …

Çekirdekçi Devamını Oku »

Nosferatu

Küçük bir cep ofisimin bulunduğu Sirkeci’den Marmaray’a bindim. Her zaman kullandığım, Sirkeci Gülhane’nin arkasında olan girişi kullandım, birkaç dakika treni bekledim, şimdi oturuyorum ve okumakta olduğunuz yazıyı yazıyorum. Yanımdaki adam Drakula’nın eski bir baskısını okuyor. Değer mi, soruyorum. “Beklediğim gibi başlamadı, filmler daha etkileyici galiba” diyor. Nosferatu’yu izleyip izlemediğini soruyorum, izlememiş. Efendim, malumunuz, Bram Stoker’ın …

Nosferatu Devamını Oku »

Shopping Cart
Scroll to Top