Clarence Sinclair Bull, Eugene Robert Richee, Ruth Harriett Louise, George Hurrell, Otto Dyar, Robert Coburn, Jack Freulich, Elmer Fryer… Değerli okurlar, bu isimlerin hiçbirinin kulağınıza aşina olmadığını tahmin ediyorum. Oysa bu fotoğrafçılar, Hollywood’un altın çağı olarak kabul edilen dönemin en önemli bölümününde, Marlene Dietrich’ten Rita Hayworth’a, Louise Brooks’tan Erich von Stroheim’a, Veronica Lake’den Greta Garbo’ya tüm Amerikan sinema yıldızlarının portre fotoğrafçıları olmuş, oyuncuların o tüm ihtişamlarıyla, kitlelerle buluşmalarında büyük rol oynamışlardır.
Malumunuz, Hollywood için söylenen bir söz aslında pek de doğru değildir: Burada yıldız olarak doğulmaz, yıldızlar yapılır. Yapımcılar (Harvey Weinstein’dan bahsetmiyorum elbet), yönetmenler, stilistler, makyözler ve tabii ki bahse konu stüdyo fotoğrafçıları, hep bu üretim sürecinin bir parçası olmuştur. Bu sanatçılar, doğru ışık ve pozla, ölümlüleri, ölümsüz efsanelere dönüştürüyorlardı.
Fotoğrafçılardan bazıları, zamanla Hollywood aktör/ aktrislerinin favorileri haline geldi. Örneğin, Clarence Sinclair Bull, 1920’lerin başından oyuncunun kariyerinin sonuna kadar Greta Garbo’nun portrelerini çekmiştir. Louise Brooks’un en görkemli fotoğraflarının arkasında hep Eugene Robert Richee vardır.
MoMA, 1980 yılının sonunda konuyla ilgili geniş bir sergi yapmış. Maalesef bir yaşındaydım. Afiş koleksiyonuma parçalar bakarken, ara ara böyle usta işi karelere denk geliyorum. Bazıları o kadar başarılı ki, dönemlerinin ruhu adeta bakana akıyor. Odak alanımın dışında kalsalar da, kayıtsız kalamıyorum bütçem el verdiğince. İşte yukarıda gördüğünüz de onlardan biri. Clarence Sinclair Bull’un, sıradışı bir Garbo portresi. Mesafeli ve havalı duruşundan çok farklı, yıldızın neredeyse kırılgan gözüktüğü, sol altta Bull’un kaşesini görebileceğiniz, 1931’den orijinal bir fotoğraf.