Nisan başında Twitter ortamında @Britishlibrary etiketlemesiyle bir haber paylaşılmıştı. Paylaşımda Aristoteles imzası içeren bir çömlek parçasından bahsediliyordu. Milattan önce 272 yılında Aristo’nun 60 drahmi vergi ödemek için onay verdiği bir buluntu idi söz konusu olan. İster yazma ister basma bir kitap koleksiyonunuz varsa, içinde mutkala kıyısından köşesinden Aristo’ya dokunan kitap da vardır mutlaka.
Aristo bizim geleneğimizde Muallim-i evvel olarak addedilir. Aristo’nun bilgi dünyası Sokrat’tan Eflatun’a ve oradan da kendisine intikal eden klasik bir zincirdir. Yazmadan basmaya konumuz her daim kitap olunca önceki medrese yazmaları geleneğinde Aristo düşüncesine yapılan yorumların oluşturduğu yazma eserler nerede ise tek başına bir kitaplık kadardır. Bunlarında başında İsagoci adını taşına mantık kitapları gelir. Zaten yunanca εισαγωγή/eisagoge giriş anlamındadır.
Medresede bilgiye giden yol düşünmeyi öğrenmekten geçer. Bunun da birinci basamağı mantık bilimi olduğundan, Aristo’nun Topika başta olmak üzere bazı eserlerinden yapılan çıkarımlar, eski medrese dünyasında oldukça sıkı metinlere dönüşmüştür. Bunca öneme rağmen, en ucuz yazma eserler mantık ve medrese yazmalarıdır. Buna evvelce değinmiş idik. Yukarıda bahsettiğim @Britislibrary paylaşımı ise, çok güzel düşünülmüş 1 Nisan şakasından başka birşey değildi. Çünkü Milattan önce 384-322 yılları arasında yaşamış koca Aristo; paylaşımdaki tarihe göre vefatından neredeyse 50 sene sonra imzalamış oluyordu belgeyi!. Bu şaka vesilesiyle Aristo’yu hatırlayınca koleksiyonumda Muallim-i Evvel’e ait eseri raftan alıp, tozunu sildim. Üzerinde 1557 tarihi ve o zaman ki sahibi G.K inisiyali yer alan kitap, Aristo’nun 1554 yılında basılan Fizika ve Meterolojika eserleri. Metal kilitleri ile kabartma ortaçağ cildindeki ihtişam ile, Umberto Eco üstadın Gülün Adı romanındaki Manastır kütüphanesi kitaplarına benziyor. Latince okuyamasak da karşımıza alıp seyrediyoruz işte. Hoş, zaten koleksiyon kitapları sadece okunmak için değildir ki.
Yazımızı bitirirken diğer muallimleri de yazmadan olmaz.
Efendim klasik gelenek zinciri içinde Muallim-i Sani (ikinci öğretmen) en büyük Aristo yorumcusu konumundaki Farabi’dir. Muallim-i Salis yani üçüncü öğretmen de başlıbaşına bir ahlak kuramcısı İbn Miskeveyh’dir. Üçüncüden sonra öğretmenler çoğalmış olacak ki kaynaklar isimlendirmeyi bırakmışlar.
(Birinci görsel: Şakaya konu olan British Library çömlek parçası. İkinci Görsel: Kitaplığımdaki Aristo.)
Hamiş: Üç Muallimden üç vecize:
* “En büyük suçlar, gerekli olanı değil de, fazla olanı elde etmek için işlenir.”Aristo
*”Uzun konuşanı kısa dinlemek lazım.” Farabi
*”Senin kendisine tanıdığın şerefi sana tanımayan kimse ile sohbette hayır yoktur.” ibn Miskeveyh