Sevgili Dostlar,
Entel Bülten uzun bir süredir faal değil, yazamıyorduk toparlayamıyorduk. Yazarlarımız heyecanını kaybetmiş, daha doğrusu bizden sıkılmış ve ümidini kesmiş görünüyorlardı.
Biz de malum uzun süredir, ardı ardına gelen kayıplardan tatsızlıklardan dolayı pek de keyifli hissetmiyorduk.
Ancak bu gün bir kutlama vesilesi yaratıp hepimizin iyi hissetmesi için bir şeyler yazalım dedik. Derdimiz Noel ya da Christmas ne zaman? Yılbaşı bizde kutlanmaz abi, Zaten Ortodoks Noel’i Ocak’ın beşinde.
Yahu biz neden Noel kutluyoruz ki? Peki her yıl Kurban bayramı neden 10 gün geriye doğru kayar? Bir defa o Şeker Bayramı değil Ramazan bayramı… Peki, neden yılbaşında mutlu, esen bir yıl dilenir de doğum gününde uzun bir yaşam dilenir?
Bu iş böyle uzar gider, saçmalayarak…
Şudur hissiyat; yukarıdaki sörfçüye benzer bir gezintideyiz, bilhassa gençlerimiz. Ve tabii ki, beklentiler ile gerçek arasındaki ilişki de şu hemen üstteki askerli, rastladığımız en acıklı karikatür ile izah edilebilir.
Bizi soracak olursanız kitapları diziyoruz, sonra bir de bakıyoruz ki şu görüntüdeki gibi bozulmuş, yığınlaşmış ve dikkate şefkate muhtaç halde… Şükür ki bu diz boz işiyle haşır neşir olarak tutunuyoruz hayata. Ve yeni kitapların sevinci ile… Mesela Moris Danon koleksiyonundan bahsedelim – (Şeref dostumuzun kitabı buraya sığmaz onu ayrı bir bültende) ve Büke Uras’ın hazırlamış olduğu kitabından… Bir defa koleksiyonu defaaten gözlerimle gördüm. Bu kadar derinlemesine, boyutlu, bilinçli ve keyifli koleksiyon çok az gördüm, hakikaten. Ama diyeceksiniz ki; len sen kimsin ki, kaç koleksiyon gördün ki ahir sahafiye ömründe? Doğrudur… Ama ben kendi gördüklerimden söz ediyorum… Bir de Büke Uras’ın bütün koleksiyon ve konuyu bir kuyumcu ustası mahareti ile işleyip sunması ve tabii ki tüm süreçteki yaklaşımları ve heyecanları.
Fazla uzatmadan Rami’li Cemal [Kafadar] hocanın kitabı inceledikten sonra yazdıklarını şuraya iliştiriyorum:
“Büyükada kitabı harika ya[hu], emeği geçenlerden Allah razı olsun.”
